Asayı Atan Musa mı Harun mu?

28.10.24

İDDİA

Kuran'a baktığımızda, Şuara Suresi'nin 45. ayetinde şunların yazdığını görürüz:

"Sonra Musa asasını attı. Bir de ne görsünler! Uydurdukları şeyleri yutuyor."

Ancak Tevrat'ın Mısırdan Çıkış 7:10 ayetinde aynı olay şu cümlelerle anlatılmıştır:

"Böylece Musa'yla Harun firavunun yanına gittiler ve RAB'bin buyurduğu gibi yaptılar. Harun değneğini firavunla görevlilerinin önüne attı. Değnek yılan oluverdi."
 
Peki asayı atan kişi kimdir? Musa mı yoksa Harun mu? Kuran, Tevrat'taki kıssayı alıntılarken hata mı yaptı? Bu ayetler Tevrat ve Kuran arasındaki bir çelişki olarak ortaya atılmaktadır ancak durum hiç de sanıldığı gibi değil. Kuran'da asayı Musa'nın, Tevrat'ta ise Harun'un atması aslında tamamen aynı şeydir. Neden mi? İnceleyelim.

CEVAP

Kutsal yazılara, örneğin Tevrat'ın Mısırdan Çıkış 7:17 ayetine baktığımızda Tanrı'nın şöyle dediğini okuruz:

"Benim RAB olduğumu şundan anla, diyor RAB. İşte, elimdeki değneği ırmağın sularına vuracağım, sular kana dönecek."

Ancak sadece 3 ayet ilerler ve Mısır'dan Çıkış 7:20'yi okuyacak olursak bu eylemi Tanrı'nın değil Harun'un gerçekleştirdiğini görürüz:

"Musa'yla Harun RAB'bin buyurduğu gibi yaptılar. Harun firavunla görevlilerinin gözü önünde değneğini kaldırıp ırmağın sularına vurdu. Bütün sular kana dönüştü." 

Değneği ırmağın sularına vuracak olan kişi Tanrı'nın kendisiyken bunu gerçekleştiren Harun'dur. Peki bu ayetlerde Tanrı yanıldı mı? Hayır. Aslında bu olay, Tanrı'nın kendi işlerini temsilcileri olan elçileri aracılığıyla yapmasından ibarettir. Tanrı "Ben yapacağım" diyor ancak Harun yapıyor. Aslında yapan kişi yine de Tanrı'dan başkası değildir. Tanrı, kendi işini Harun aracılığıyla yapmıştır.

Peki benzer bir örneği Kuran için vermek mümkün müdür? Zümer Suresi 42'de şunlar yazar:

"Allah, öleceklerin ölümleri anında canlarını alır; ölmeyecek olanların da uykularında. Ölümüne hükmettiğini yanında tutar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. Bunda düşünen bir halk için alınacak pek çok ders vardır." 

Bu ayete göre insanların canlarını alan Allah'tır değil mi? Peki Enam Suresi 93. ayette ne diyor:

"Melekler, canlarını almak için ellerini uzatıp, "Canlarınızı verin; Allah'a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve onun ayetlerine karşı büyüklük taslamanızdan dolayı bugün alçaltıcı azabı tadın." dediklerinde, can çekişirlerken bu zalimleri bir görsen!"

Düşünelim, Kuran'a göre insanın canının alan Allah mıdır yoksa melekler mi? Aslında her ikisi de doğru çünkü melekler Allah'ın elçileridir ve yaptıkları işleri Allah'ın adıyla yapmaktadırlar. Eğer bu böyle olmasaydı Kuran da kendi içinde çelişmiş olurdu. Dolayısıyla incelediğimiz durum Tevrat'ta olduğu gibi Kuran'da da olan bir meseledir. Musa ve Harun olayı da bundan farklı bir durum değildir. Harun, Musa'nın peygamberidir. Bunu Mısırdan Çıkış 7:1 ayetinde görebiliyoruz. Ayette şunlar yazar:

"RAB "Bak, seni firavuna karşı Tanrı yaptım" dedi, "Ağabeyin Harun senin peygamberin olacak"

Tanrı, Musa'yı firavuna karşı Tanrı yapmıştır (popüler Türkçe çeviride "Tanrı gibi" yazmaktadır ancak orijinal Tevrat metninde böyle bir ifade yoktur). Harun'u ise ona peygamber olarak vermiştir. Nasıl ki peygamber bir iş yapınca bu Allah'ın yaptığı bir iş oluyorsa, Kuran'da bize bildirilen Musa'nın asayı atması da bunun benzeri bir olaydır. Asayı atan Harun'dur ancak Musa, firavuna karşı yetkilendirildiği ve Harun da ona peygamber olarak verildiği için Musa'nın attığını söylemek de yanlış olmaz. Nasıl ki kişinin canını alma emrini meleklere veren Allah ise, asayı atma emrini Harun'a veren de Musa'dır. Tevrat ve Kuran çelişmemiştir.


0 Yorum